1984 yılında Sivas’ın uzak bir köyünde her türlü moderniteden ve karmaşadan uzak bir şekilde dünyaya geldi. Çocukluğunu doya doya olmasa da mutlu bir şekilde doğduğu bu köyde yaşadı. Sonra okul hayatı boyunca Sivas’ta kaldı. Ta ki üniversiteye kadar. Sonra büyük şehri, modern dünyayı ve bu ikisinin bileşkesi karmaşayı üniversiteyi de okuduğu bu şehirde, İstanbul’da gördü. Sevdi bu kenti her seven gibi. Kopamadı sonra. Karmaşa, kaos ve gürültü hoşuna gitti. Belki kaybolmayı sevdi tüm bunlarda. Çalışma hayatına da bu şehirde adım attı. Değişik televizyonlarda, değişik pozisyonlarda çok uzun zaman çalıştı. Hayatta her şeyi yaşadı, gördü. Tüm Türkiye’yi gezdi. Hakkari hariç. Hakkari’ye gidememek hala bir gönül yarasıdır kendinde. Emir Mete en son geldiği noktada tüm ülkenin beğeniyle seyrettiği dizileri yazdı, çizdi karaladı. Hayatını yazmaya adadı. Her şeyi yazdı. Hikaye yazdı, senaryo yazdı, deneme yazdı, roman yazdı. Şimdi de severek ve eğlenerek Canlıtv blog’a makale yazıyor. Seviyor yazmayı. Yazmak ve okumak her şeyi. Bir de fotoğraf çekmek. Tüm bu koşuşturmacanın içinde nasıl fırsat bulduysa evlenmeyi de başardı ve iki erkek çocuğu oldu. Onlar her şeyi. Onlara da okumayı aşılamaya çalışıyor ama galiba beceremiyor. Hayat onun için devam ediyor ama gönül kırgınlıkları ve yaşadığı haksızlıkları unutamıyor, unutmakta istemiyor. Bir gün olursa eğer en büyük hayali bir sinema filmi çekmek. Sonra… Sonrası yok. Emir Mete bu…